Bu yazıyı daha önce Laf Salatası isimli bloğumda yayınlamıştım. O blog silinse de gezi yazılarımı arşivlemek istediğim için buraya da ekledim. Bu notu gördüğünüz yazılar eski yazılarım. Keyifli okumalar...
Hasankeyf'te bir güzel çamurla yıkandıktan sonra rotamızı Mardin'e çeviriyoruz, Mardin'den önceki ilk durak ise Midyat. Midyat'a saat beş gibi varıp, ohoo daha Mardin'e gideceğiz diye düşünerek sabah 7den beri önce Ankara Batman arası içimizin dışında çıktığı bir uçuş, ardından minibüste sallana sallana kat edilen yolların verdiği yorgunlukla Midyat'a dilediğimizce vakit ayıramadık. Yine de önemli birkaç yeri gördük, şehrin havasını soluduk.
Araçtan indikten sonra çekilen ilk fotoğraf
Hedef belli.
Sıla dizisinin deçekildiği Midyat Konuk Evi
Güneşin batmak üzere olduğu bir vakitte gidince gölgelerden konağın tamamının fotoğrafını çekmek mümkün olmadı.
Yine de şehri seyretmek, taşların güneş ışınıyla uyumunu izlemek için gün batımı iyi bir tercih.
Konağın içinde birkaç oda var.
Bir bölümünde Midyatlı kadınlar yaptıkları el işlerini satıyorlar.
Konağın eskiden bir Hristiyan'a ait olduğu söylendi.
Süryani muhtemelen.
Zaten Mardin ve çevresinin böyle renkli, böylesine çok kültürlü olmasının en güzel sebeplerinden biri de bölgedeki Süryaniler.
Konağın süslemelerinden bir kesit
Konağın en güzel yönlerindne biri o bahsettiğim manzarayı izleyebileceğiniz terası.
Bir sonraki yazıda Mardin'de görüşmek üzere..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder