Bu yazıyı daha önce Laf Salatası isimli bloğumda yayınlamıştım. O blog silinse de gezi yazılarımı arşivlemek istediğim için buraya da ekledim. Bu notu gördüğünüz yazılar eski yazılarım.
Diyelim Marmaris'ten sıkıldınız, gelmişken nereye gitsek dediniz; öyleyse buyrun Fethiye'ye.Fethiye Muğla arası yaklaşık 2 saat sürüyor. Eğer Marmaris'te kalıyorsanız günübirlik gidip gelebilir, ya da Marmaris, Fethiye, Antalya gibi bir gezi programı düzenleyebilirsiniz.Fethiye denince ilk akla gelen Ölüdeniz. Ölüdeniz Tabiat Parkı'na giriş ücretli. İster yaya girin, ister araçla fark etmiyor, yine ücretli:) Plajdaki şezlong, şemsiye gibi muhtemel ihtiyaçlarınız da ücretli. Parça başı 5 lira. Kalabalık bir aile giderseniz 100 lirayı orda bırakmanız muhtemel olduğundan, kendi şemsiyesiniz varsa götürün derim:) Onun dışında, içerideki duşlar, wc soyunma kabinleri gayet temiz. Bir de restoran var. Biz orda yemek yemedik ama fiyatları genel olarak uygundu.
Ölüdeniz ise adı gibi durgun bir deniz. Denizde yüzmek ayrı, şezlongunuza uzanıp turkuaz denizi, yemyeşil ağaçları ve de gökyüzündeki paraşütleri izlemek ayrı bir keyif. Bazen denizin dışında olmak daha keyifli olabiliyor:) Parka girerken telefonu arabada unuttuğumuz için Ölüdeniz'den çok fazla fotoğraf yok. Benim makinemle çekilenlerin çoğunda ise ben olduğum için onları göremiyorsunuz malesef:)Zaten Ölüdeniz bildiğiniz Ölüdeniz canım! Benim asıl anlatmak istediğim yer, son yıllarda turist akınına uğrayan Kayaköy.Ben bu köyün adını ilk kez üniversitenin ilk yılında tarih hocamız Kanatsız Kuşlar kitabından bahsederken duymuştum. Yazarın kitabındaki Eskibahçe'nin ilham kaynağının bu köy olduğu belirtiliyor. Üstünden kaç sene geçmiş, ben kitabı daha yeni okuyorum.Kayaköy Fethiye'nin 8 km. kadar güneyinde. Köye giden iki yol var. Birincisi, Fethiye kalesinin arkasından güneye doğru inen 7 km'lik orman yolu, diğeri ise Hisarönü Köyünden devam eden 1 km'lik yol. Konu ile ilgili araştırma yaptığımda sit alanına girişin ücretli olduğunu söyleyen bazı siteler gördüm, fakat çoğunun üzerinden yıllar geçmiş. Bizden kimse para istemediğine göre muhtemelen artık ücretsizdir:)Şehir, 18. yüzyılda Karmylassos olarak bilinen antik şehrin kalıntıları üzerine kurulmuş. 1923'de Türk ve Yunan hükümetleri arasında imzalanan mübadele dolayısıyla bölgede yaşayan Rumlar burayı terk etmeye zorlanmış. Yıllarca o topraklarda yaşayan insanların iç burkan göç hikayelerini birçok yerde okuyuyoruz, duyuyoruz. Kayaköy'ü gezerken o okuduklarınızı gerçek anlamda hissediyorsunuz. Göçün arkasındaki derin manalara kavramaya bir adım daha yaklaşıyorsunuz.
1956 Fethiye depreminde binalar hasar almış, ama bir çoğu hala ayakta. Çatıları, kapıları, pencereleri ve en önemlisi sahipleri yok.Gün batımında gitmenin faydaları; böyle kareler yakalayabiliyorsunuz. Ancak gün batımıyla birlikte şehri gezerken daha fazla hüzünleniyor insan. Çok yakın geçmişte yaşanmış bir göç bir kere. Evlerin çoğu hala ayakta, sokaklardan her an çocuklar çıkacakmış, yaşlı bir teyze çıkıp hadi içeri buyrun diyecekmiş hissine kapılmak kaçınılmaz. Ve hayal ettiklerinizin gerçekleşemeyeceğini idrak edince de derin bir hüzün oturuyor içinize.Buradaki insanlar nasıl yaşıyordu acaba diye düşüncelere dalıyorsunuz.Mesela bu kilisede kimler evlenmiş, ayinler nasılmış?Köyde aşağı ve yukarı kilise olmak üzere iki tane kilise var. Bu yukarı kilise, içindeki freskler, resimler kazınmış olmasına rağmen hala sizi o günlere götürebiliyor.Kilisenin bahçesindeki bu muhteşem mozaiğin üzerinden kimler geçmiş, şimdi nerede o insanlar diye merak etmeden yapamıyorsunuz. Bir de 18. yüzyıldan kalma aşağı kilise var. O daha iyi korunmuş durumda. Köye farklı birkaç giriş olduğu için, yolunuzun üzerindekileri görüp diğerlerini kaçırabiliyorsunuz. Biraz fazlaca vakit ayırıp her yeri görmekte fayda var.Kiliseden köyün görünüşü.18. yüzyıldan kalan okul binası..17. yüzyıla ait bir şapel. Buradaki binaların pencereleri var; sanırım restorasyonu yapılan binalar arasındalar. 90lı yıllarda aşağı kilise ve bazı binalar hükümet ve de gönüllü kişiler tarafından restore edilmiş ama burada yaşamış insanların anısına restorasyon bütün binalara uygulanmamış.Son olarak, bugün elimizde kalan ise "Zamanın Durduğu Yer: Kayaköy". Bu isimde bir belgesel varmış, bulursak izleyelim, izlettirelim.Sevgiyle kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder