Bu yazıyı daha önce Laf Salatası isimli bloğumda yayınlamıştım. O blog silinse de gezi yazılarımı arşivlemek istediğim için buraya da ekledim. Bu notu gördüğünüz yazılar eski yazılarım. Keyifli okumalar...
Bugün Westminster'ın bölgesindeki en önemli simgeler Big Ben ve House of Parliament'ten bahsedeceğim.
Bugün Westminster'ın bölgesindeki en önemli simgeler Big Ben ve House of Parliament'ten bahsedeceğim.
Big Ben, o meşhur saat kulesinin ismi. Aslında kulenin değil, kuledeki çanın adı Big Ben imiş; fakat zamanla bütün kule için kullanılır olmuş. Evet London Eye da hemen orada karşıda!
Gelelim kulenin bağlı olduğu bina olan parlemento binasına..
House of Parliament
Bu binayı gezmek mümkün.
http://www.parliament.uk/visiting/visiting-and-tours/overseasvisitors/summeropening/
Yukarıdaki adresten bilgi alabilirsiniz.
Biz okuldan bir ekiple gitmiştik, ama haftasonları bireysel ziyaretlere de açık.
Eşyalara dokunmak, fotoğraflarını çekmek yasak, ve sürekli bir rehber eşliğinde geziyorsunuz.
Binaya girdiğinizde House of Lords kısmını, kraliçenin törenlerde oturduğu tahtı, House of Commons'u, milletvekili odaları ve daha bir çok şeyi görebilirsiniz;) Binaların geneli 19. yüzyıla ait..
Dediğim gibi fotoğraf çekmek yasak, bir tek Westminster Hall'de çekim izni var.
Westminster Hall ise William the Conqueror'un oğlu William Rufus tarafından 1097'de inşa edilmiş. Çatı ahşap..
Şu anda genelde kraliyet ailesinin cenaze törenleri, öenmli yemekler, gibi etkinlikler yapılıyor burada..
Parlemento binasının hemen yakınlarında bulunan bir diğer önemli anıt da Westminster Katedrali. Hani şu bütün kraliyet törenlerinin yapıldığı yer. Orası da gezilebiliyor ama ben gitmedim:)
Westminster Köprüsü'nün karşı tarafında da meşhur dönmedolap London Eye ve London Aquarium var.
Londra'da yaşıyorsanız, mecburen Oyster ya da Day Travel Card denen icatla tanışmanız gerekecek. Oyster bildiğimiz Akbil gibi bir kart, para yüklüyorsunuz onu okutuyorsunuz. Günlük kart ise biraz daha karışık. Diyelim Zone 6'da yaşıyorsunuz, ve Westminster bölgesine gitmek istiyorsunuz, bunun için yapacağınız şey günlük kart almak. Bu kart şu an 8 pound görünüyor. Bunu aldığınız zaman peak hour (iş giriş çıkış saatleri gibi çok kalabalık saatler) hariç istediğiniz kadar trene, metroya, otobüse binebilirsiniz. Ya da Oyster kartınıza 8 pound üstü para yüklerseniz, o da bir gün içinde 8 poundu geçtiğinizde otomatik olarak duracaktır. Tren bileti aldığınız zaman gezilecek yerlerde 2 for 1 kampanyaları oluyor, yani 2 kişi gidiyorsunuz tek kişi ücretini ödüyorsunuz. Böyle şeylere dikkat edin, kampanyaları kaçırmayın, malum Londra'ya para dayanmıyor:)
Londra'da gezmenin en hızlı yolu elbette onların tube dediği, bizim bildiğimiz metro, ama otobüsle gezmeniz etrafı görebilmeniz açısından daha faydalı. Mesela ben ilk başlarda hep Day Travel Card alıp önce Waterloo istasyonuna, oradan da metro ile gideceğim yere giderdim, ama sonraları bir arkadaşımla beraber her yere otobüsle gitmeye başlayınca, daha çok eğlendim. Üstelik Buss Pass denen bir olay var ve bu sayede otobüsle seyahat çok uygun bir alternatif oluyor. Aynı gün içinde otobüse 3 kez bindiğinizde, bir daha sizden para almıyorlar, ve double deck denen o iki katlı kırmızı otobüslerin üst katından etrafı izleyerek gitmek, karanlık bir tünelde ilerlemekten çok daha zevkli!
Serinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.
Serinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder