Bu yazıyı daha önce Laf Salatası isimli bloğumda yayınlamıştım. O blog silinse de gezi yazılarımı arşivlemek istediğim için buraya da ekledim. Bu notu gördüğünüz yazılar eski yazılarım. Keyifli okumalar...
Londra'da ihtişamlı bir müze görmek isterseniz, adresiniz muhakkak ki Victoria and Albert Museum olmalı.
Londra'da ihtişamlı bir müze görmek isterseniz, adresiniz muhakkak ki Victoria and Albert Museum olmalı.
Victoria bildiğimiz kraliçe Victoria, ee onun adını taşıyan bir müzenin de ona ve Prens Albert ile olan aşklarına yakışır ihtişamda olması gerek elbet.
Müzede görülecek çok ama çok şey var.
Herbir eserin karşısında saatler geçirmek istiyor insan.
Sitesindeki şu kısımda görebileceğiniz gibi müze bünyesinde çeşitli tanıtım turları düzenleniyor.
Bu saatleri takip edip turlara katılmak da fayda var.
Ayrıca müzeye dönem dönem çeşitli sergiler ve farklı etkinlikler geliyor, bunlara rastlamak da hoş oluyor.
Müze hatırladığım kadarıyla dönem dönem ayrılmıştı.
Böylece gezerken daha iyi fikir sahibi oluyorsunuz.
Bu ana salondan bir görüntü
Bizim coğrafyalardan da bir şeyler var elbette...
Bu müzedeki bazı eserler reprodüksiyon. Bu resim de öyleydi sanırım.
Tıpkı ünlü David Heykeli gibi.
19. yüzyılda İngiltere'de ünlü heykellerin plaster cast adı verilen replikalarını yaptırmak modaymış. Bu heykel de o günlerden kalmış.
Şu detaylara baktıkça bakası geliyor insanın..
Gezerken yorulmanız olası.
O zaman sizi bu güzel bahçede dinlenmeye davet edelim:)
Londra yazıları için şuraya, aradığınız herhangi bir şey içinse arama kutusunu tıklamaya çalışmanızı tavsiye ederim:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder