Her Ankaralının yakından bildiği bir yer Atatürk Kültür Merkezi.
Benim tanışıklığım üniversite öğrenciliğim ilk yılında gittiğim kitap fuarı ile başladı. Daha sonra hediyelik eşya fuarı gibi düzenlenen birkaç fuara da gittim.
Yani 10 yıl önce. 10 yıllık süreçte de Ankara'da Congresium'un açılması ile kitap, yılbaşı hediyelik eşya gibi fuarlar daha çok Congresium'a kayınca AKM İL Tanıtım Günleri ile daha da özdeşleşmiş oldu.
Neredeyse 15 günde bir farklı bir ilin tanıtıldığı bu fuarlar Ankara'da ne yapsak dediğiniz bir hafta sonunda gidip yöresel ürünler alabileceğiniz ve yöresel tatlar deneyebileceğiniz bonus bir faaliyet olarak listenizde durabilir. Genellikle 2-3 saat yeterli oluyor fuarı gezip bir şeyler yemek için. Haftasonları çok kalabalık olduğundan imkanınız varsa hafta içi ya da hafta sonu erken saatlerde gitmeniz Gezenti Tosbik tavsiyesi.
Biz daha önce Sivas Günlerine gitmiştik, iki hafta önce de Hatay günlerine gittik, daha önceden de çeşitli illerin fuarlarını gittim. Fuarlar genelde ilçe tanıtımlarının yapıldığı giriş kısmı, yine ilçe tanıtımı ve hediyelik eşya türü ürünlerin olduğu kapalı alan ve peynir zeytin satılan olarak tabir edilen alan ile buranın bağlandığı yöresel yemeklerin olduğu üç bölümden oluşuyor.
Bütün tecrübelerden çıkarım yaparak bu fuarların en başarılı kısımlarının masaların sandalyelerin olduğu, restoran havasındaki yeme içme kısımları olduğunu söyleyebilirim.
Sebebi ise şöyle:
Her il tanıtım konusunda aynı başarıyı gösteremiyor. Bir noktada bir il çok başarılı iken farklı bir noktada sınıfta kalabiliyor. Genel sorunlar da var. Örnek vermek gerekirse, sık sık hep aynı esnafın hep aynı "yöresel"ürünleri sattığına şahit oluyoruz. Ne gününe giderseniz gidin peynir, zeytin var mesela. Buradaki kişiler belki de sabit orada duruyor emin değilim. Veya hep aynı hediyelik gümüş takılar vs. Bu gibi yönlerini ciddi bir problem olarak nitelendiriyorum. Her ilin tanıtımında aynı tarz hediyeliklerin yer alması asıl yerel olanı baltalıyor, yerel ürün olan çıkamıyor, veya o an fark edilse de akıllarda yer bırakamıyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen ben keyifle geziyorum. Tosbik oradan oraya koşturduğu için biraz zor oluyor, bütün stantlarda durup inceleme şansımız olmuyor genellikle ama gezip yemek yiyebiliyoruz en azından.
Fuarı keşfeden tosbik. 2016 yılı
Her il kendince farklı şeyler yapıyor. Sivas'ın Cumhuriyet treni.
Sivas hem gerçek kangal hem de böyle maskot getirmişti mesela.
Hatta kangalın çobanlık edeceği koyunlar bile vardı:)
Hatay sanat yönüne ağırlık vermişti.
Fuarın girişinde ziyaretçileri karşılayan heykeltıraş vardı, iç alanda mozaik ürünler satışa sunulmuştu. Yine bolca sepet de vardı.
Bir de bu kıyafetlerin olduğu bir alan vardı.
Cansız mankenlerin hepsi hareketliydi, böylece gerçeklik efekti verilse de genel bir köy yaşamını yansıtmak özellikle Hatay'a ait olanı öne çıkaramıyor maalesef.
Dış kısımda kurulan bu stantlarda sini köftesi, oruk kebabı, kaytaz böreği , biberli ekmek gibi akla gelebilecek her türlü Hatay lezzeti vardı.
Kendi salçanızı yapabildiğiniz bu stant da oldukça rağbet gördü.
2017 yılında fuar tosbiki
Tabi ki fuarın yıldızı künefecilerdi.
Bence künefecilerden daha da ön planda olan bu fırını kurup bunun içinde biberli ekmekleri pişiren bu stant oldu.
Her yıl her il fuara katılmıyor tabi ki. Örneğin Rize uzun bir ara vermiş, Erzurum sık sık katılıyor, Hatay neredeyse her yıl geliyor. Bakalım 2018 yılında hangi iller başkentte misafir olacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder